25 Ağustos 2011 Perşembe

Kapı Önü Gazeteliğimiz

Kapımızın yanına asmak üzere, içine ekmek ve gazete -ki daha çok gazete- konabilecek kutuyu uzun süre araştırdık. Fakat zevkimize göre bir şey bulamadık. Sonra hobi ve el sanatları malzemesi satan Şık Düğme'de rastladığımız ham  ahşabı alıp  üzerini kendimiz tasarlamaya karar verdik. Benim kafamda fimo kullanmak vardı. Mağaza görevlisinin önerisi ile yüzeyine eskitme görünümü vermeyi kararlaştırdık. Eşim önce akrilik boya ile yüzeyi uçuk maviye boyadı. Tüm yüzeyi mumladıktan sonra ise  beyaz sprey boya ile yüzeyi bir kat daha boyadı. İnce zımpara ile hafifce zımparalayarak mavi bazın ara ara görünmesini sağladı.



Tabii bu mumlu işlem dolayısıyla benim yapacağım fimo kaplama ile kutuyu fırına verme planlarım suya düştü:) Ne yapsam, ne etsem derken ufak çiçek modellerini oluşturduktan sonra fırınlamaya ve tek tek yapıştırmaya karar verdim. En uğraştıran kısmı yapraklar oldu. Aynı mağazadan aldığım yaprak şekilli delgeci kullanmak için hevesliydim ama nasıl olacaktı? Burada eşim imdadıma yetişti. İncecik bir tabaka halinde açtığımız yeşil fimoyu şekilli delgeç ile tek tek deldi. Hamur oldukça yumuşak olduğu için, yaprakçıkların delgecin içinden yapışmadan çıkmasını sağlamak için kürdanla bayağı haşır neşir oldu. Sonuç zafer:) Çiçekleri ve yaprakları 20dk  fırınladıktan sonra renkleri mümkün olduğunca orantılı dağıtarak japon yapıştırıcısıyla kutuya sabirlemek görevi tarafmca tamamlandı. Ve ortaya elbirliği ile zevkle yaptığımız, sevimli gazeteliğimiz çıktı.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Kocaman Kalpli Küçük Kız

Banyomuzdaki yengeçciği anlatırken yanında kocaman kalpli ama hüzünlü, küçük bir kız arkadaşı olduğundan bahsetmiştim .

İşte benim minik kızım. Yine fimodan. 5 cm boyutlarında. Yanına bir de erkek arkadaş yapacaktım ama hala başlayamadım. Şimdilik yengeçcikle arkadaşlık ediyor.

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Chanel'den Yeni Renkler

Son bir kaç yılda Chanel'in çıkardığı oje renklerinin popülerliği iyice arttı. Özellikle sezonluk çıkardığı limitli sayıdaki renkleri efsane haline gelmiş durumda. Türk oje üreticileri de bu furyadan faydalanıyorlar. Chanel renklerinin muadillerini üretip uygun fiyatları ile oje tutkunlarını sevindiriyorlar. 

bu arada internet dünyasında, Chanel'in çıkardığı rengin Türk markalarındaki muadillerinin hangileri olduğu, kalitesi, sürüş kolaylığı, içindeki pigment farklılığını konu olan onlarca web sitesi ve blog var. Çoğunda da Flormar, Pastel, Alix Avien vb. markaların kalite olarak çok ilerleme kaydettikleri ve renk skalasında Chanel'i aratmadıkları görüşü yaygın. Forumlarda Chanel savunucuları renklerin yine de eşsiz olduğundan bahsederken, karşıt görüşte olanlar Chanel'in yüksek fiyatına rağmen tırnakta uzun ömürlü olmadığını belirtiyorlar.

Oje dünyasında olan bitenleri böyle özetlememin sebebi yeni renklerin müjdesini vermek. Chanel'in sadece Eylül ayında satışa sunacağı yine limitli üretilen "denim" renkleri çok güzel görünüyor. Benim favorim "Blue Boy". Bütçesi uygun olanlar bu renkleri kaçırmasın derim. "Bütçem kısıtlı ama bu trendy renkleri tırnaklarımda görmek isterim, tonu  biraz farklı olsa da olur " diyenler ise yerli markaların muadil ürünlerini bekleyecekler. Kim bilir firmalar üretime geçmiş bile olabilirler...


17 Ağustos 2011 Çarşamba

Lorlu Kurabiye

Ben her ne kadar kıtır kıtır kurabiyelerden hoşlanırsam eşim de o kadar yumuşak dokulu kurabiyeleri seviyor. Ben nasıl cafefernando’dan tariflerini alarak denediğim korova kurabiyesi ya da tarifini daha önce paylaştığım fındıklı kurabiyelerden bir ısırık aldığımda duyduğum keyiften kanat takıp uçacak hale geliyorsam,  eşim de aldığı ısırık sonrası tabağa bırakıveriyor o güzelliği “benim tarzım değil” diyerekL Onun tarzı bazı pastanelerde “anneanne kurabiyesi” olarak satılan portakallı ya da lorlu olan yumuşak dokulu kurabiyelerin evde yapılmış versiyonları. Ağzının tadını bilir pastaneden alınmışlarını da yemez J  Bu durumdan yakınmıyorum tabi, benim yaptıklarımı severek yemesi hayranlığını belirtmesi benim için zevk J Bu uzun girişten sonra gelelim tarife. Bu yazımda paylaşmak istediğim tarif Lorlu Kurabiye’nin. İçine bolca portakal kabuğu eklediğim için Portakallı Kurabiye de diyebiliriz.

Malzemeler:


3 yumurta
1.5 bardak şeker
1 bardak zeytinyağı
1 paket kabartma tozu
Portakal / Limon Rendesi
Birkaç Portakal / Limon damlası
1 paket vanilya
Aldığı kadar un

Yapılışı:

Yumurtalar -  birinin sarısı daha sonra üstüne sürmek için ayrılarak- şekerle bir çırpma teli yardımıyla iyice çırpılır. Yağ ile birlikte portakal ya da limon kabuğu rendesi eklenir. Daha sonra un ve kabartma tozu karışııma ilave edilir. Kabartma tozunun üstüne bir kaç portakal ya da limon damlası  eklenir. Böylece kabartma tozunun biraz köpürdüğünü göreceksiniz. Arzu ederseniz bu aşamada toz vanilya ekleyebilirsiniz. Ben  şeker kavanozuma daha önce özünü kazıyarak kullandığım vanilya çubuklarını eklediğim için şekerimde yoğun bir doğal vanilya kokusu vardı. Hazır toz vanilin paketlerini mecbur kalmadıkça kullanmamaya gayret ediyorum artık sentetik bir madde olduğu için. Vanilya gereken tariflerde ya az önce anlattığım şekeri kullanıyorum ya da gurmenet’den aldığım vanilya özünden damlatıyorum.

Sonrası malum “kulak memesi” kıvamında bir hamur elde edene kadar “aldığı kadar un” ekliyorsunuz. Tarifte 1 bardak yağ olduğu için oldukça fazla un alıyor. Sonuçta da 2 tepsiye yakın kurabiyeniz oluyor.  Yoğurduğunuz hamuru 15-20 dk beklettikten sonra şekil verebilirsiniz. Ben yuvarladığım hamurlara daha sonra küçük kalıplarımla şekillendirdim. Ama piştiğinde kabarıp çatladığı şekiller belli belirsiz oldu.

180 derece ısınmış fırında 15-20 pişirdiğinizde güzelce kızaran kurabiyelerinizi fırından alabilirsiniz.


Sonrasında isterseniz çocukluk günlerinize dönüp, çayınıza batıra batıra afiyetle yiyebilirsiniz.

Bir kaç gün sonrasına hala kurabiyeniz kalmışsa teflonda kapağı kapalı bir şekilde ısıtabilirsiniz, pamuk gibi oluyor:)


3 Ağustos 2011 Çarşamba

Fındıklı Kurabiye

Tarif yine cafefernando'dan. Yapımı çok kolay, lezzeti harika. Tadına bakan dayanamayıp bir kaç tane daha atıveriyor ağzına. Denemelerin genelde iş çıkışı hava karardıktan sonra olduğu için maalesef gün ışığında fotoğraf çekme şansım olamıyor. Makinamın flashını kullanmayı da tercih etmiyorum.  O yüzden fotoğrafların kalitesi konusunda affınıza sığınıyorum. İkinci fotoğraf işyerimde gün ışığında çekildi fakat telefonla.

Bu kurabiyelerin aslı marmelatlı. Fotoğraflarda gördükleriniz Cenk'in tavsiye etmemesine rağmen reçelli çünkü evde marmelat kalmamıştı. Dolapta birkaç hafta beklettiğim ikinci parçayı yaptığımda çilek reçelini blenderdan geçirerek kullandım, aslına uygun oldu. Annemim evinde yaptığımda ise evde olan böğürtlen marmeladını kullandım.

Malzemeler
  • 1,5 su bardağı un
  • 140 gram fındık
  • 125 gr. tereyağı, oda sıcaklığında
  • 1/4 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı marmelat
  • Fırınınızı önceden 180 C’de ısıtın. İki adet fırın tepsisine parşömen kağıdı serip bir kenara ayırın.
  • Fıdıkları bir mutfak robotunda ya da bir havanda çok ince dövün. Ben yemek kursundan alığım fındık tozunu kullandım. Fındığı ve unu bir kapta karıştırın.
  • Oda sıcaklığına gelmiş ve yumuşamış tereyağı ve şekeri 5 dakika boyunca çırpın. Mikserinizi kullanabilirsiniz.  
  • Azar azar un ve fındıklı karışımdan ilave edip birbirine karışana kadar çırpmaya devam edin. Tamamen karıştıktan sonra hamuru 30 dakika buzdolabında dinlendirin. Böylelikle yuvarlaması da kolaylaşacaktır.
  • Ufak bir ceviz boyutunda hamuru avucunuzda bir top haline getirin.
  • Son yaptıklarımda fotoğraflarda görünen çatlaklar olmadı ama fotoğraflamak aklıma gelmemiş. Yuvarladığınız hamurun üzerine avucunuzu hafifçe kapatarak diğer elinizin serçe parmağı ile bastırırsanız çatlama olmuyor.
  • Hamurdan toplam 30-35 adet kurabiye çıkması gerekiyor.
  • Tepsiye 5′er santim aralıklarla dizip fırınınızda kenarları koyulaşana kadar 15 dakika pişirin.
  • Fırından çıkardığınız kurabiyeler oda sıcaklığına geldikten sonra ortasına dilediğiniz marmeladı koyarak servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun. Eminim çok beğeneceksiniz ve tadanlar da size övgülerini iletecekler. İçine fındık ve tereyağının girdiği bir şeyin lezzetsiz olacağı zaten düşünülemez değil mi? :) Bu kurabiyenin 7-8 senedir yaptığım ve tadanların mutlaka tarifini istediği tarçınlı versiyonu olan Aşk Lokması'nı daha sonra yayınlayacağım.